Şehit Süleyman Demirel

Görüntüleme sayısı
241
Anne Adı
Meryem
Doğum Tarihi
01.01.1988
Doğum Yeri
Afyonkarahisar
Medeni Hali
Evli
Çocuk Sayısı
2
Şehadet Tarihi
04.02.2021
Görev Yeri
Suriye
Şehit Olduğu Yer
Suriye
Rütbesi
Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş
Defnedildiği Yer
Afyonkarahisar Dazkırı
Video
Şehadet Öyküsü
Suriye Elbap'ta bomba imhasında patlayıcının infilak etmesi sonucu yaralanmış kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak Şehit olmuştur.
Henüz yorum yapılmamış
Yorum yapın
Lütfen yorum yaparken milli ve ahlaki değerlere özen gösterelim.
Şehit Süleyman Demirel ile alakalı haberler

Şehit Mevlit ve Anma
Şehit babası dualarla son yolculuğuna uğurlandıGeçtiğimiz yıl Suriye'nin El-Bab bölgesinde şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Demirel'in vefat eden babası Mehmet Demirel Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçesinde son yolculuğuna uğurlandı.Demirel, yaşlılığa bağlı çeşitli hastalıklardan dolayı vefat etti. Şehit babası Demirel, Dazkırı İlçe Müftüsü İbrahim Korkmaz tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından toprağa verildi. Cenaze törenine Dazkırı Kaymakamı Sercan Sakarya, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Sayın Bekir Yümnü, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Sayın İsmail Kumartaşlı, protokol üyeleri, şehit aileleri, gaziler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Demirel'in cenazesi kılınan namazın ardından ilçe mezarlığında toprağa verildi.Haberler
221 0 12.08.2022

Şehit Mevlit ve Anma
Balkan Şehitleri anısına tören düzenlendiEdirne'de Balkan Şehitleri anısına tören düzenlendi Edirne'de '26 Mart Balkan Şehitleri'ni Anma Günü' dolayısıyla tören düzenlendi. Anma Günü dolayısıyla Kanuni Köprüsü'nden Sarayiçi'nde bulunan Balkan Şehitliği'ne kadar kortej yürüyüşü yapıldı. Çelenklerin sununu ile başlayan tören, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunması ile etti. Edirne Valisi Ekrem Canalp, Tugay Komutan Yardımcısı Piyade Albay Gökten Kahveci, Şehit Aileleri Yardımlaşma Dayanışma Derneği Başkanı Faruk Çitfçi, anıta çelenk sundu.
Tören alanında hazır bulunan askerler saygı atışı yaptı. İl Müftü Yardımcısı Adem Özsoy eşliğinde şehitler için dua edildi. Vali Canalp ve beraberindeki protokol üyeleri abideyi gezerek, şehit 100 subay ve 400 erin adının yazılı olduğu mermer taşların önüne karanfil bıraktı.Vali Canalp, Türkiye'nin Kuzeyine, Güneyine bakıldığında son 30 yıl içerisinde dünyada meydana gelen sıcak çatışmaların büyük çoğunluğunun komşu coğrafyada meydana gelmiş sıcak çatışmalar olduğunu söyledi.
Geçen 30 yıl boyunca Bir vatana, bağımsız bir devlete sahip olabilmek ve bir vatan içerisinde bir millet olabilmenin kıymeti ve değerinin her geçen gün somut örneklerle bir kez daha önümüze geldiğini belirten Vali Canalp, "Bizim tarihimiz şanlı zaferlerin olduğu bir tarihtir ama aynı zamanda Balkan hezimeti gibi Balkan Savaşları neticesinde kaybetmiş olduğumuz toprakların da acısını hissedebildiğimiz bir tarihtir. Balkan Savaşları bizim tarihimizde Balkan hezimeti olarak bilinir. 140 yılda kazandığımız toprakları 140 saatte kaybettik. Dolayısıyla da bugün de, nasıl ki zaferler bizi gururlandırıyorsa, bu şekilde mağlubiyetler de bizler için birer ders olmalı. Bugünkü bu anma merasimleri de aynı zamanda bu milli şuurumuzu tekrar canlı tutmamıza vesile teşkil ediyor. Bu vatanı bu devlet, bu toprağın üzerinde olanlar ayakta tutuyor ama bu vatanı bize verenler bu toprağın altındakilerdir, aziz şehitlerimizdir. Bütün aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle anıyoruz, ruhları şad olsun, Allah cümlesine rahmet eylesin" ifadelerine yer verdi.26 Mart Balkan Şehitleri'ni Anma Günü programı Halk Eğitim Merkezi'nde Süleyman Demirel Fen Lisesi tarafından hazırlanan gösterinin ardından sona erdi. Haberler
224 0 28.03.2022

Şehit ve Gazi Aileleri
Suriye'de yaralandı hastanede vefat etti ve dava sonucu 19 ay sonra Şehit sayıldıSuriye'de 2019'un Kasım ayında Barış Pınarı Harekatı sırasında EYP'li saldırıda komutanı şehit olan ancak kendisi görünür bir yara almayan Uzman Çavuş Oğuzhan Göçenoğlu, bir süre sonra rahatsızlanıp hayatını kaybetti. Sözleşmesi fesih edildiği için askeri tören yapılmayan Göçenoğlu'nun patlama sırasında beyin damarlarının çatladığı ortaya çıktı. Ailesinin başlattığı hukuk mücadelesi sonucu 19 ay sonra şehit sayıldı.Suriye'de gerçekleşen Barış Pınarı harekatında görevli Uzman Çavuş Oğuzhan Göçenoğlu, 3 Kasım 2019 tarihinde meydana gelen ve komutanının şehit düştüğü EYP'li terör saldırısından görünür bir yara almadan kurtuldu. Saldırıdan bir süre sonra rahatsızlanan Göçenoğlu'na Chiari malformasyonu (Normal beyincik dokusunun boyun omurga kanalına sarkması) teşhisi konuldu.29 Aralık 2019 tarihinde ‘Askerliğe elverişli değildir' diye ilişiği kesilen, tedavisi Denizli ve İzmir'de devam eden Göçenoğlu, 17 Ocak tarihinde tekrar fenalaşmasının ardından kaldırıldığı hastanede 25 Ocak 2020 günü hayatını kaybetti.Vefat ettiğinde muhafız asker olmayan Oğuzhan Göçenoğlu'nun cenazesi, askeri tören olmadan Servergazi Mezarlığı'na defnedildi. Göçenoğlu'na şehitlik unvanı verilmesi için baba Abdullah Göçenoğlu, anne Hatice Göçenoğlu ile kardeşleri Yakub Göçenoğlu ve Mustafa Samet Göçenoğlu, Ankara İdare Mahkemesinde dava açtı.19 aydır devam eden davada, Göçenoğlu'nun ölümünde meydana gelen EYP patlamasının etkili olup olmadığına dair farklı hastanelerden alınan adli tıp raporları incelendi. Bilirkişiliğini Hacettepe Üniversitesi'nden bir heyetin yaptığı davada, mahkeme 9 Eylül 2021 tarihinde Uzman Çavuş Oğuzhan Göçenoğlu'nun şehit olduğunda hükmetti.
Oğlunun kabrini özel bir şekilde dizayn eden ve Türk bayrağı motifiyle süsleten baba Abdullah Göçenoğlu, şunları söyledi:
– Devletime, vatanıma, bayrağıma, milletime ve bu işte direkt ya da endirekt etkili ve ya etkin olanlara kızgın, kırgın değilim. Oğlum 3 Kasım 2019 günü bir EYP patlamasına maruz kalıyor. Fiziki bir yaralanma yok ama o andan itibaren başlayan ve sürekli artan baş ağrısı ve kulak çınlaması oluşuyor. Bu doktor raporlarıyla kayıt altına alınmış. O sürede Suriye'den Akçakale'ye getiriyorlar. “O kadar olur, geçer” diyerek ağrı kesici ilaçlarla tedavi ediyorlar. Bombadan değil, üşütmeden kaynaklanmış gibi diyorlar.Akçakale'ye gittim. Denizli'ye getirip bakmak için. Komutanı bana “Senin oğlun ise benim de askerim. Ben askerime bakarım” dedi. Oğlumu orada bırakarak geri geldim. Döndükten sonra her aramamda herhangi bir işlem yapılmadığını öğrenip, bir hafta sonra tekrar Akçakale'ye gittim. 10 günün üzerinde rapor olursa evine gidebileceğini bildiğim için başhekimden uygun bir rapor rica ettim. Bende oğlumu alıp getirdim. Bunun üzerine “Askerliğe elverişli değildir” denilerek sözleşmesi fesh edildi.Denizli'de bir özel hastaneye götürdüm. Doktor migren teşhisi koydu. Migren tedavisi cevap vermeyince, ağrılar geçmeyince başka bir özel hastaneye gittim. Onlar Chiari malformasyonu teşhisi koydu. Yoğun bakıma aldılar. Doktor, acil ameliyat edeceğini bu yüzden İstanbul'dan kateter getireceğini söyledi. İzmir'deki başka bir doktorla görüştüm. O da “Beyin ameliyatının büyüğü küçüğü olmaz. Hemen bize getir” dedi. Oğlum İzmir'de ameliyat oldu.Suriye'deki patlamadan hiç haberi olmayan doktor, ameliyat çıkışı “Bu çocuk 2-2.5 ay önce hiç yüksek ses travmasına maruz kaldı mı?” dedi. Biz de önünde bomba patladığını söyledik. O da bize bugüne kadar migren, menejit, Chiari teşhislerinin hepsinin yanlış olduğunu söyleyerek “Ben açınca gördüm. Onların iltihap sandıkları beyin soğancığının etrafında toplanan beyin suyu. O patlamayla beyin damarları çatlamış. Daha sonra motor basıncıyla çatlayan damarlar açılmış ve akıntı başlamış. Bu akıntı da geç kalındığı için beyinde ödemler oluşturmuş. Çözemezsek çocuğu kaybedeceğiz” dedi. 8 gün yoğun bakımda yaşam destek ünitesine bağlı yaşatıldı. Ancak 25 Ocak günü 02.34'te vefat ettiğini haber verdiler.
Birlikteki komutanıyla telefonla irtibata geçtim. Birlik komutanı, “Biz askeriyeden sözleşmesini fesih ettik. Şehit diyemiyoruz, bu nedenle tören yapmayacağız” dedi. Ben kendim cenazesini defin ettim. O gün kendi kendime verdiğim söz, benim namus borcumdu oğlumun şehit beratını almak. Sanki benim çocuğum babasının bahçesinde top oynarken yaralanmış gibi işlem yapıp, bizim acımıza çile katıp bu günlere getirdiler.
“İLLİYET BAĞI VARDIR”
– Türk adaleti, hukuku görevini yapmıştır. Oğluma şehit demiştir. Bu saatten sonra oğlumun onurunu, gururunu acısıyla birlikte taşıyacağız. Bize ilk mahkemeye başvurduktan sonra dosya mahkemece tarafından GATA'ya sevk edildi. GATA, 1,5 sayfalık bir rapor düzenleyerek patlamayla bağı olmadığını mahkemeye gönderdiler. Ben yine özel gayretimle Süleyman Demirel Hastanesi'nden heyet raporu aldım. Bu raporda GATA'nın raporunu çürüterek, illiyet bağı olduğu raporu mahkemeye sunduk. Mahkemede iki rapor olunca hakem hastane olarak Hacettepe Üniversitesi'ne raporlar gönderildi. Hacettepe Üniversitesi “İlliyet bağı vardır” diyerek oğlumun şehitliğini tescillemiş oldu.
AVUKAT ARSLAN: ADALET YERİNİ BULDU
Davayı takip eden ve şehit Oğuzhan Göçenoğlu'nun arkadaşı da olan avukat Yusuf Enes Arslan “Şehidimiz Oğuzhan Göçenoğlu yakın arkadaşımızdı. 19 aylık sürecin sonunda nihayet adalet yerini buldu. Bundan sonraki sürecin de her zaman takipçisi olacağız. Şehidimizin adını ve gururunu yaşatmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Arslan, şehidin özlük haklarının iadesi için yeni bir hukuk mücadelesi başlattıklarını söyledi.
377 0 17.09.2021

Şehit ve Gazi Aileleri
Şehit babası devrilen traktörün altında vefat ettiHakkâri'nin Çukurca ilçesinde, 2012 yılında teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Ömer Tunçbilek'in babası İbrahim Tunçbilek, evinin önünde devrilen traktörün altında kalıp, yaşamını yitirdi. Şehidin annesi Safiye Tunçbilek ise aynı kazada ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.Isparta Eğirdir ilçesi Gökçehöyük köyünde oturan Şehit Ömer Tunçbilek'in babası İbrahim Tunçbilek, eşi Safiye Tunçbilek ve torunu Ömer Niyazi Yalçın'ı (9) da alıp traktörle bahçelerine çalışmaya gitti. Domates toplayan, bir süre sonra eşi ve torunuyla eve dönen İbrahim Tunçbilek'in kullandığı traktör, geri manevra yaptığı sırada kontrolden çıktı. Yaklaşık 2 metre yükseklikteki istinat duvarından düşerek ters dönen traktörün altında kalan İbrahim Tunçbilek ve eşi Safiye Tunçbilek ağır yaralandı, torunları Ömer Niyazi Yalçın ise kazadan yara almadan kurtuldu.
İhbar üzerine olay yerine, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ekipler, yaptıkları incelemede İbrahim Tunçbilek'in yaşamını yitirdiğini belirledi. Vücudunda çok sayıda kırık olduğu tespit edilen Safiye Tunçbilek ise önce ambulansla Eğirdir Kemik Eklem Hastalıkları Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi'ne, ardından da Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi'ne götürülerek tedaviye alındı.
'BABA BENİ BIRAKIP GİTME'
Şehit Ömer Tunçbilek'in kız kardeşi Ünver Tunçbilek, babasının cansız bedeninin olay yerinden kaldırıldığı sırada, "Baba beni bırakıp gitme, bu nasıl bir kara yazıdır, beni bırakıp gidemezsin" diye feryat etti. Ünver Tunçbilek'i yakınları teskin etmeye çalıştı. Şehidin diğer kardeşi Şuayip Tunçbilek de üzüntü yaşadı. Eğirdir Cumhuriyet Savcısı'nın incelemesinin ardından şehit babası İbrahim Tunçbilek'in cenazesi morga kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Kayseri'de uzman çavuş olarak görev yaparken, birliğine verilen görevle Hakkari'nin Çukurca ilçesine giden Uzman Çavuş Ömer Tunçbilek, 25 Kasım 2012 tarihinde teröristlerle girdiği çatışmada ağır yaralandı. Ankara GATA'da tedaviye alınan Tunçbilek, 4 Aralık 2012 sabahı şehit düştü. Şehidin o dönem 1,5 yaşında olan kızı Safiye de babasız kaldı.haberler
656 0 30.08.2021

Gündem
Bir daha 15 Temmuz yaşamamak için sadece Devletimiz için yaşamalıyız dediIspartalı 15 Temmuz Gazisi Kocabaş: "Bir daha böyle olaylar yaşamamak için sadece devletimiz için yaşamalıyız" Isparta'da yaşayan 15 Temmuz Gazisi 23 yaşındaki Burak Kocabaş, o gece yaşananları kimsenin unutmaması gerektiğini belirterek, "Bir daha böyle olaylar yaşamamak için devlet ve millet odaklı olup, hiçbir örgütün içinde olmayarak devletimiz için yaşamalıyız" dedi.Heybeliada Askeri Deniz Lisesi'nden mezun olduktan sonra Deniz Harp Okuluna kayıt yaptıran ve 15 Temmuz'da (FETÖ)'nün hain darbe girişimi sırasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi yakınlarında darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu sağ ayağından yaralanan Ispartalı Burak Kocabaş, o gece yaşadıklarını anlattı. Kocabaş, 15 Temmuz'da yaşananların hiçbir zaman unutulmaması gerektiğini belirtti.
"Dedem aradıktan sonra haberimiz oldu"
15 Temmuz 2016 günü Deniz Lisesi Komutanlığında mezuniyet töreni olduğunu belirten Burak Kocabaş, ailesinin İstanbul'a geldiğini ve törenden sonra akşam saatlerinde izne çıktıklarını söyledi. Kocabaş, "İstanbul'da yaşayan teyzemler var. Ailem törenden sonra oraya geçmişlerdi ben de harp okuluna eşyalarımızı bıraktıktan sonra teyzemlere geçtim. Teyzemlerde otururken dedemden telefon geldi. Kendisi biz Isparta'ya gideceğimiz için 'köprü trafiğe kapatılmış yola çıkmış mıydınız' dedi. Biz de haberimiz yok diyerek televizyonu açtık ve olayları takip etmeye başladık. Ardından sözde sulh konseyinin TRT'de bildirisi yayınlandı. Daha sonra dönemin başbakanı Binali Yıldırım ve Cumhurbaşkanımız açıklamalar yaptı ve halkı meydanlara davet ettiler. Saat 00.45 gibi eniştemin evinden eniştem, babam, ağabeyim, ben ve komşularımızla çıktık. Eniştemlerim evin Aksaray'da. Emniyet müdürlüğü, büyükşehir belediyesi ve valiliğin ortasında kalıyor" dedi.
"Aklıma Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını oradakilere söylemek geldi"
İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasına yürümeye başladıkları sırada silah sesleri duyduğunu ifade eden Kocabaş, "O esnada oraya gittiğimde en yapacağım diye düşünürken aklıma askeri kimliğimi gösterip, Cumhurbaşkanımızın açıklamalarını oradakilere söylemek geldi. Bu düşünceyle yürümeye devam ettik. Büyükşehir belediyesine vardığımızda havaya ateş eden askerleri gördüm. Havaya ateş eden askerlere doğru yürümeye başladım, o esnada ağabeyim ve babamı kaybettim. Çok kalabalık vardı" diye konuştu.
"2 ay hastanede yattım, bir yıl fizik tedavi sürecim oldu"
Burak Kocabaş, havaya ateş eden askerlere doğru yürürken sağ ayağında bir acı hissettiğini ve daha sonra yere düştüğünü anlattı. Yerden kendisini hiç tanımadığı 2 kişinin kaldırdığını kaydeden Kocabaş, "Benim aklıma askerlerin vatandaşlara ateş edebileceği açıkçası aklıma gelmemişti. 2 kişi beni kaldırdı, kalabalığın içine girdik, 2 kişi daha yardım etti. 4 kişi beni taşıdılar. O esnada Saraçhane'deki bir hastaneye gittik ilk müdahale orada yapıldı. Hastanede ciddi yaralılar ve şehit olan vatandaşlarımız olduğundan dolayı 'sizle ilgilenemeyeceğiz çok daha fazla ağır yaralımız var, sizi başka hastaneye sevk edeceğiz' dediler. Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk ettiler. O gece hastaneye yattım ve 2 ay hastanede tedavi sürecim oldu. Ardından bir yıl fizik tedavi gördüm. En son 2017 yılında Süleyman Demirel Üniversitesinde işe başladım. Aynı zamanda siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünü bitirdim" dedi.
"Onlar FETÖ'nün askerleriydi"
Hastanede ilk 10 gün ağrıları yüzünden hiçbir şey yiyip içemediğini belirten Kocabaş, "En çok beni yaralayan, etkileyen, üzen olay benim silah arkadaşlarımdan bu kurşunu yemem oldu. Biz askeri eğitim alırken bize devleti, milleti ve bayrağı korumak görev olarak öğretildi. Ama millete karşı, elinde bayrak olanlara karşı ateş açmak, bu Türk askeri bizim askerimiz değildi, onlar tamamen FETÖ terör örgütüne mensup askerlerdi. Ben onlara bizim askerimiz demiyorum" dedi.İstanbul'a her gidişinde vapurla mezun olduğu okula gittiğini ifade eden Kocabaş, içinde hep bir üniforma hasreti kaldığını söyledi. Tüm askeri üniformalarının dolabında durduğunu söyleyen Kocabaş, bazen onları çıkarıp baktığını kaydetti.15 Temmuz'da yaşananların hiçbir zaman kendi içerisinde soğumayacağını vurgulayan Kocabaş, şunları söyledi:"Unutmayacağız. 15 Temmuz'da yaşananları Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşları olarak bir daha yaşamamamız için elimizden gelen en iyi şekilde çalışıp, devletimizi geliştirip, hiçbir şekilde bu tür etkenlerden etkilenmeyecek bir toplum olarak yaşamak en önceliğimiz olmalı. Dini istismar ederek, dini kullanarak insanları kandırıp, insanların hayalleriyle oynayıp devlete büyük bir ihanet ederek, halen daha dışarıda olan bu yapının elebaşı Fetullah Gülen gibi insanlarla karşılaşmamak, bir daha buna benzer olaylar yaşamamak için devlet ve millet odaklı olup, hiçbir toplum ve örgütün içinde olmayıp, devletimiz için yaşamalıyız.Haberler
303 0 14.07.2021

Yurt Dışı Haberler
Suriye'nin Bab ilçesinde 240 polis mezun olduSuriye'nin kuzeyindeki Bab ilçesinde yerel güvenlik güçlerince eğitilen 240 polis törenle mezun oldu. Fırat Kalkanı Harekatı'yla terörden arındırılan Bab'da yerel güvenlik güçlerince zorlu eğitimlerden geçerek başarı sağlayan 240 polis törenle mezun edildi. Mezun edilen polisler, Bab bölgesinde Asayiş, uyuşturucu ve patlayıcı maddelerin tespiti ve idari birimlerde görevlendirilecek.
Her türlü silah eğitimi verilen yerel polisler olaylara nasıl yaklaşacakları ve güvenliği nasıl sağlayacakları konusunda zorlu eğitimden geçirilerek mezun edildi. Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Demirel adına düzenlenen mezuniyet törenine, Türk yetkililer ve bölgenin ileri gelenleri katıldı.
Bab ilçe merkezi, Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında 23 Şubat 2017'de terör örgütü DEAŞ'tan temizlenmişti.29 Mart 2017'de tamamlanan Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından birçok bölgede görev yapacak yerel güvenlik güçleri, Türk Polis Akademisi tarafından eğitilmişti. Haberler
316 0 06.06.2021

Editör Haberleri
2021 Şubat Ayı Şehitlerimiz 20 Şehit2021 Şubat ayı içinde Şehit olan Asker,Polis,Korucu ve Sivil Şehitlerimizin Bilgileri Şubat ayında 14 Askerimiz 3 Polisimiz 1 Korucu 2 Sivil olmak üzere Toplam 20 Şehidimiz vardır, Şehitlerimizin 9'u Evli 10'ü Bekar 1'i Nişanlı olup Evli 9 Şehidimizin toplam 12 çocuğu vardı. 12 çocuk babasız kaldı, Şehitlerimizin Ayrıntılı bilgilerini öğrenmek için tıklayın
Gecen sene 2020 Şubat ayında 79 Şehit vermiştik Gecen sene Şubat ayı Şehitlerimizin bilgileri için TIKLAYIN
02.02.2020
Şehit Piyade Uzman Çavuş Basri Demirel TIKLAYIN
04.02.2021
Şehit Jan.Ast.Kıd.Cvş Süleyman Demirel TIKLAYIN
10.02.2021
Şehit Piyade Komando Yüzbaşı Burak Coşkun TIKLAYIN
Şehit Mu.Asb.Kıd,Cvş. Harun Turhan TIKLAYIN
11.02.2021
Şehit Mu.Kom.Yüzbaşı Ertuğ Güler TIKLAYIN
Şehit Hv.Svn.Uzman Çavuş Hüseyin Sarı TIKLAYIN
Şehit Jandarma Er Süleyman Sungur TIKLAYIN
Şehit Polis Memuru Sedat Yabalak TIKLAYIN
Şehit Astsubay Başçavuş Semih Özbey TIKLAYIN
Şehit Tank Er Adil Kabaklı TIKLAYIN
Şehit Topçu Er Müslüm Altıntaş TIKLAYIN
Şehit Jandarma Uzman Çavuş Mevlut Kahveci TIKLAYIN
Şehit Jandarma Er Sedat Sorgun TIKLAYIN
Şehit Polis Memuru Vedat Kaya TIKLAYIN
Şehit Jandarma Uzman Çavuş Ümit Gıcır TIKLAYIN
Şehit Sivil Aydın Köse TIKLAYIN
Şehit Sivil Muhammet Salih Kanca TIKLAYIN
16.02.2021
Şehit Piyade Uzman çavuş Selim Gündoğan TIKLAYIN
17.02.2021
Şehit Polis Memuru Emrah Barak TIKLAYIN
26.02.2021
Şehit Korucu Abdullah Aydemir TIKLAYIN
MEKANLARI CENNET OLSUN
Yayına veren: Editör
İnternet Sitemizde kayıtlı 4570'den Fazla Şehidimizin
Bilgi ve resimlerini görmek için TIKLAYIN
1,934 0 02.03.2021

Şehit adı verilen yerler
Şehit adı Suriye El Bab'da yaşayacakSuriyeliler, ülkenin kuzeyindeki Halep iline bağlı Bab ilçesinde inşasına başlanan imam hatip okuluna Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Demirel'in adını verdi. Fırat Kalkanı Harekatı'yla terörden arındırılan Bab'da, Suriyeli hayırseverler tarafından inşasına başlanan imam hatip okuluna, el yapımı bombanın imhası sırasında Şehit düşen Demirel'in adı verildi. Temel atma törenine, Gaziantep Vali Yardımcısı Anıl Alkal, şehidin Suriyeli meslektaşları, Bab yerel meclis üyeleri ve bölgenin ileri gelenleri katıldı.3 katlı 32 derslikli imam hatip okulunun temel atma töreninde Kur'an-ı Kerim okundu, şehitler için dualar edildi. Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Demirel, Bab şehir merkezinde etkisiz hale getirilmek istenen el yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu 4 Şubat'ta şehit olmuştu.
"Demirel'in adı yaşayacak"
"El yapımı patlayıcının infilak etmesi sonucu şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Demirel'in adı, Bab'da Suriyeli hayırseverlerin girişimleriyle inşasına başlanan imam hatip okulunda yaşayacak. Bab'da eğitim faaliyetlerine yerel meclis ve hayırseverlerin desteği sürüyor. Buradaki çalışmalarla bölge terör eylemleriyle değil eğitim, sağlık ve iktisadi faaliyetleriyle anılacak. Şehidimize Allah'tan rahmet, ailesi ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum."
"Suriyeli ve Türkler kan kardeşidir"
Bab yerel güvenlik güçlerine mensup Suriyeli Cuma Şerif de "Bab'daki çocukları, kadınları ve Bab halkını korumak adına, patlayıcının imhası sırasında şehit olan meslektaşımız Süleyman Demirel'in adının verildiği okul, 'Suriyeli ve Türkler kan kardeşidir' mesajını, gelecek nesillere ulaştıracak." ifadelerini kullandı. Şerif, Bab emniyet teşkilatı olarak Türk meslektaşının terör eylemini engellediği sırada şehit olmasına çok üzüldüklerini belirterek "Bölgemizde terör eylemlerini engellemek amacıyla çalışmalarımız sürüyor." dedi. Haberler
717 0 27.02.2021

Editör Haberleri
Suriye’de Şehit olan asker için mevlit okutulduTekirdağ Valiliği Suriye'de Şehit olan Süleyman Demirel için Mevlid Programı düzenlendi. Yapılan mevlit töreni ile ilgili Valilik açıklaması şu şekilde Tekirdağ İl Jandarma Komutanlığı kadrosunda Patlayıcı Madde İmha Tim Komutanı olarak görevli iken geçici görev ile görevlendirildiği Suriye'nin El-Bab şehrinde el yapımı patlayıcı maddeyi imha ederken, patlayıcının infilak etmesi neticesinde şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Süleyman Demirel için Mevlid Programı düzenlendi.
Süleymanpaşa ilçemizde Orta Camii'nde düzenlenen Mevlit Programına Vali Aziz Yıldırım'ın yanı sıra Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin, Başsavcı Soner Gül, İl Jandarma Komutanı Kıd. Alb. Osman Kılıç, İl Müftüsü İsmail İpek ve vatandaşlar katıldı.
Yayına veren. Editör
330 0 19.02.2021

Gündem
Şehit ilan edilen Belediye başkanının davasında ağırlaştırılmış müebbet talebiKonya'nın Doğanhisar Belediye Başkanı MHP'li İhsan Öztoklu'yu yırtılan afiş nedeniyle çıkan tartışmada bıçaklayarak, öldürmekle suçlanan tutuklu sanık Abdurrahman Koç'un, adli tıp raporunda aklı ve ruh sağlının yerinde olduğu belirtildi. Yargılama devam ederken, cumhuriyet savcısı da mütalaasında sanığa 'kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verilmesini istedi.
Olay Hakkında Önceki Haberlerimiz İçin TIKLAYIN
‘Cumhur İttifakı'nın adayı olarak girdiği 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, Doğanhisar Belediye Başkanlığı'na seçilen MHP'li İhsan Öztoklu, aynı yıl 24 Mayıs gecesi Başköy Mahallesi'nde, seçimden sonra astırdığı, kendi resmi ve adının olduğu, ‘Haydi bismillah tüm Doğanhisarlı hemşerilerime gönülden teşekkürler' yazılı afişin yırtıldığını öğrendi. Bunun üzerine jandarmaya ihbarda bulunan Öztoklu, belediye çalışanları İsmail Kağan Kapıcı ve Ümit Kalkan ile kendisine ait araçla mahalleye gitti. Billboard önünde durdukları sırada Ümit Kalkan, iddiaya göre, afişi yırtanlara küfretti.
Bunun üzerine Öztoklu'nun selefi ve seçimlerde İYİ Parti'den belediye başkanı adayı olan Abdullah Koç, oğlu Abdurrahman Koç ve akrabası Osman Koç (51) ile mahalle halkından bazı kişiler geldi. Taraflar arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Abdurrahman Koç, Belediye Başkanı İhsan Öztoklu'ya bıçakla saldırdı. Göğsünden yaralanan Öztoklu, sağlık görevlilerince yapılan ilk müdahalesinin ardından Ilgın Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Ameliyata alınan Öztoklu, yaklaşık 3 saat sonra hayatını kaybetti. Öztoklu'nun vücudunda 4 bıçak darbesi bulunduğu, 2'sinin öldürücü nitelikte olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Abdurrahman Koç, babası Abdullah Koç ve akrabası Osman Koç, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Abdullah Koç ve Osman Koç, süreç içinde görülen davalarda tahliye edildi.
SANIĞIN AKIL VE RUH SAĞLIĞI YERİNDE RAPORU
Belediye Başkanı İhsan Öztoklu'nun öldürülmesiyle ilgili Konya 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1'i tutuklu 5 sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, öldürülen Öztoklu'nun aynı zamanda avukatlığını üstlenen eşi Hanife Öztoklu da yer aldı.Isparta Cezaevi'nden SEGBİS ile duruşmaya katılan Abdurrahman Koç'un, Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi'nce verilen adli tıp raporunda, akıl ve ruh sağlığının yerinde olduğu belirtildi. Sanık Koç, savunmasında kendisini kimsenin azmettirmediğini öne sürerek, ”Aleyhime olan hususları kabul etmiyorum. Olay anlık yaşandı. Beni kimse azmettirmedi” dedi.
‘TORUNLARIM, BABASININ MEZARINA KARNELERİNİ GÖTÜRDÜ'
Duruşmaya katılan, öldürülen Belediye Başkanı İhsan Öztoklu'nun annesi Fatma Öztoklu ise sanıklara en ağır cezanın verilmesini isteyerek, ”Torunlarım, babasının mezarına karnelerini götürdü. Sanıkların en ağır cezayı almasını istiyorum” diye konuştu.
BABA- OĞUL HAKKINDA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEBİ
Cumhuriyet savcısı, hazırlanan iddianameye bağlı kalarak, İhsan Öztoklu'yu bıçaklayan Abdurrahman Koç'a ‘kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verilmesini talep etti.Eski belediye başkanı olan babası Abdullah Koç'a da olayı azmettirdiği için aynı suçtan aynı cezanın verilmesi istendi. Sanığın akrabası Osman Koç ile diğer tutuksuz sanıklar İrfan Kaynak ve Necmi Yavuz hakkında ise ‘suçun işlenmesine yardım etmek' suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası verilmesi talep edildi. Mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi. (DHA)sözcü
343 0 19.02.2021
Şehitler

Mustafa UsluKuzey Irak 115 20.02.2025

Onur ŞirinKonya 192 25.02.2025

Osman OktaySuriye 272 13.02.2025

Hamza AyazKuzey Irak 330 08.02.2025

Murat Kemal YetişenKuzey Irak 568 05.02.2025

Ufuk AkıncıKuzey Irak 571 23.01.2025

Mustafa AkgülAdana 294 07.12.2024

Mehmet Tozunİzmir 361 06.12.2024
Gaziler

Metin KuşKastamonu 463 04.05.2011

Muharrem ÇelikSuriye 355 10.10.2019

Ahmet KarakuşSuriye 307 31.12.2020

Hasan Hüseyin KarataşSuriye 251 13.02.2017

Mehmet DemirtaşKuzey Irak 663 25.10.2022

Osman Sefa TosunKuzey Irak 429 05.09.2022

Umut EşgünoğluKuzey Irak 567 28.11.2022

Bünyamin KocamanKuzey Irak 531 16.10.2022
Çok Okunanlar

Şehit Sayısı 20 Oldu 2 Korucu daha şehit olduŞehit Sayısı 20 Oldu 2 Korucu daha şehit olduŞehit Haberleri 94,333 06.02.2020

Cami İmamı 33 Şehit sonrası ahlaksız paylaşım yaptı serbest bırakıldıManisa'da imam Ali Metin Özyurt'un, İdlib'de 33 askerimizin şehit olması sonrası yaptığı ahlaksız paylaşım büyük tepki gördü. Gözaltına alınan imam, savcılıkta ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.Manisa'nın Alaşehir ilçesindeki bir camide imamlık yapan Ali Metin Özyurt, 27 Şubat'ta Suriye'de 33 şehit verdiğimiz saldırı sonrası skandal bir paylaşıma imza attı.
Özyurt, bir arkadaşının Facebook gönderisine “Asker veya polis olun diye kimse kafamıza silah dayamıyor. Şehadeti göze almayan godoş, anasının dizinin dibinden ayrılmasın. Bırakın ucuz ajitasyonları” şeklinde yorum yaptı.
İĞRENÇ SATIRLAR
Paylaşım yapan E.B'nin, “Kimisi çaresizlikten gidiyor hocam” yorumunu da yanıtlayan imam, şu iğrenç satırlara imza attı: Çaresizlik diye bir mazeret olamaz. Maaşın cazibesine kapılıp, asker veya polis olmayacaksın. Din, vatan, millet sevdan yoksa, bu mesleği seçmeyeceksin. Para için seçtiysen de zırlamayacaksın. Devletin şehit ve gazilere gösterdiği ayrıcalığı başka devletler göstermiyor.Tepkiler üzerine gözaltına alınan Ali Metin Özyurt, savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Manisa İl Müftüğü de konuyla ilgili soruşturma başlattı. sözcü -
Son 5 Ayda Suriye'de Şehit olan Askerlerimizin bilgileri için TIKLAYIN
Yayına veren:Editör
Gündem 34,934 03.03.2020

377 Terör Gazisinin Maaşları dün itibariyle KesildiTerörle Mücadelede yaralanıp Gazi olan ve İş hakkı kanunu ile Resmi kurumlarda çalışan v e yasal çalışma süresini tamamladıktan sonra emeklilik hakkı kazanan ve 01.01.2014 Tarihinden önce Emekli olan 377 Terör Gazisinin dün 17.12.2019 itibariyle Emeklilik maaşları kesildi. Türkiye Cumhuriyeti 61.Hükümeti ve Dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip ERDOĞAN'ın Başbakanlığındaki hükümet Aşağıdaki kanunu çıkarmıştır.
İlgili Kanun
2013 / 6495 sayılı kanun - 2 Ağustos 2013 CUMA –
Kabul Tarihi: 12/7/2013 - Sayı : 28726
MADDE 80 – 2330 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “(5434 sayılı Kanunun 18/1/1979 gün ve 2177 sayılı Kanunla değişik 64 üncü maddesinden yararlananlar hariç)” ibaresi çıkarılmış, son fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri hükümleri uygulanarak aylık bağlananlara aylık bağlama tarihi itibarıyla sosyal güvenlik kurumlarınca kendi sigortalılığı nedeniyle ödenmekte olan gelir ve/veya aylıkların toplamı, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesi gereğince öğrenim durumuna göre belirlenecek giriş derece ve kademesi ile 30 yıl fiili hizmet süresi esas alınarak mülga hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak vazife malullüğü aylığının %25 artırımlı tutarından az olamaz ve bu şekilde belirlenen gelir ve/veya aylıklar ilgili sigortalılık hâlindeki aylık artışları dikkate alınarak artırılır. Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamına girenler, aylıklara ilişkin hükümler hariç olmak üzere (d) bendi kapsamına girenlerin malullük hâline bağlı olarak yararlandığı haklardan da aynı esas ve usuller çerçevesinde yararlandırılır. Bu Kanuna veya bu Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlanan maluller ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı ve mülga 64 üncü maddesi kapsamında aylık bağlanan malullerin, malul sayılmaları sebebiyle aylık bağlandığı tarihten önceki her türlü sigortalılık ve prim ödeme süreleri, iştirakçilik ve fiili hizmet süreleri ile bunların itibari ve fiili hizmet süresi zammı olarak değerlendirilen süreleri, malullük aylığı bağlanmasından sonra geçecek çalışma veya sigortalılık süreleriyle hiçbir sebeple birleştirilemez. Bu şekilde aylık bağlanmasından önce geçen söz konusu süreler; malullük aylığı bağlanmasından sonra geçen sigortalılık ve çalışma sürelerinin tabi olacağı sigortalılık hâli ile mülga 2829 sayılı Kanun uygulaması yönünden dikkate alınmayacağı gibi, sonradan geçen sigortalılık veya çalışma süreleri yaşlılık/emeklilik, malullük ya da ölüm/dul veya yetim aylığı bağlanmasında veya toptan ödeme yapılmasında ilgili mevzuatına göre ayrı bir çalışma veya sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Ancak, bu Kanuna göre aylık bağlandığı tarihten sonra çalışmaya başlayanlardan, aylık bağlandıktan sonraki çalışmaları 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra olanlar için 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümleri uygulanamaz. Yukarıda belirtilen kanunlara göre malullük aylığı bağlanmasına esas alınmış hastalık ya da engellilik hâlleri ve bu hastalık ya da engellilik hallerindeki ilerlemeler, sonradan geçen çalışmalar sebebiyle yaşlılık aylığına hak kazanılması koşullarının belirlenmesinde dikkate alınmaz.”
“Bu madde hükümleri 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi kapsamındakiler ve harp malulleri hakkında da uygulanır.”
MADDE 84 – 2/3/1984 tarihli ve 2985 sayılı Toplu Konut Kanununun ek 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 2- 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesine ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü olmaları sebebiyle kendilerine aylık bağlananlara bir konut ile sınırlı olmak kaydıyla Toplu Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilir. Aynı kanunlar kapsamına giren sebeplerle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri ile harp veya vazife malullüğü aylığı almaktayken faizsiz kredi hakkından yararlanmaksızın hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri için ise; bir konut ile sınırlı olmak üzere, öncelikle dul eşine, eşi hayatta değilse veya evlenmişse kredi kullanacak çocuklardan en az birisinin yetim aylığı almakta olması kaydıyla aylık bağlanma koşullarına bakılmaksızın talepte bulunan çocuklarına müştereken, bu kişiler bulunmadığı takdirde de öncelikle anaya olmak üzere ana veya babasına konut sahibi yapmak amacıyla Toplu Konut İdaresince faizsiz olarak kredi verilir.
Birinci fıkrada belirtilen haller kapsamında harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile ilgili mevzuatına göre aylık bağlanan malullerden, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenler de birinci fıkra hükmünden yararlanırlar.
Bu kredinin tavan tutarı, Yüksek Planlama Kurulunca belirlenir. Kredi için yapılacak başvurulara, kredilerin kullandırılmasına, geri ödeme süre ve yöntemlerine ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Toplu Konut İdaresince çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”
MADDE 86 – 3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“EK MADDE 1- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer alan kamu kurum ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları, özel kanunla kurulan diğer her türlü kamu kurum ve kuruluşları; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi memur kadroları ile sözleşmeli personel pozisyonlarının ve sürekli işçi kadrolarının %2'sini aşağıdaki hükümlerde belirtilen hak sahiplerinin istihdamı için ayırmak ve bu madde hükümleri çerçevesinde İçişleri Bakanlığınca hak sahibi olduğu belirlenerek Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve Başkanlıkça atama teklifi yapılanları atamak zorundadır. Kamu kurum ve kuruluşlarının kadrolarına, ilgili mali yılda 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 7 nci maddesi kapsamında yapabilecekleri toplam atama sayılarının ne kadarını bu madde kapsamında yapılacak atamalar için ayıracağı ve buna ilişkin diğer hususlar Başbakan onayı ile belirlenir.
Bu madde kapsamında hak sahipliği sonucunu doğuran durumlar aşağıda belirtilmiştir:
a) 5434 sayılı Kanunun mülga 64 üncü maddesi, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin sekizinci fıkrası, bu Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlar,
b) 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen haller kapsamında vazife malulü sayılan; Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığının erbaş ve erler dahil askeri personeli ile Emniyet Teşkilatından Emniyet Hizmetleri Sınıfına mensup personeli,
c) (b) bendi kapsamına girenler hariç olmak üzere 5434 sayılı Kanunun mülga 45 inci maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında olanlardan vazife malulü sayılanlar,
ç) 21 inci maddenin birinci fıkrasının (j) bendi kapsamında vazife malulü sayılanlar, 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun ek 1 inci maddesi kapsamında aylık bağlananlardan terör eylemleri nedeniyle hayatını kaybetmiş veya engelli hale gelmiş olanlar ile Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumuna ait fabrika, işletme, müessese veya bağlı ortaklıklarda görevli olanlardan patlayıcı maddelerin üretimi, incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hale getirilmesi sırasında oluşacak patlamalardan dolayı hayatını kaybedenler.
İstihdam hakkından;
a) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında hayatını kaybedenlerin eş veya çocuklarından birisi ile ana, baba veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi; ana, baba ve kardeşi yoksa eş veya çocuklarından toplam iki kişi; eş veya çocuğu yoksa ana veya babası ile kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam iki kişi, ana veya babanın bu hakkı kullanmaması durumunda ise bir diğer kardeşi olmak üzere toplam iki kişi,
b) İkinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde sayılan malullerin kendileri veya eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendisi veya kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
c) İkinci fıkranın (c) bendine göre malul sayılanların kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş veya çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,
ç) İkinci fıkranın (ç) bendine göre engelli hale gelenlerin kendileri veya eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kendileri veya kardeşlerinden birisi; hayatını kaybedenlerin ise eş ve çocuklarından birisi, eşi veya çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişi,yararlanır.
Bu madde kapsamında atanacakların, atamalarının yapılacağı kadro veya pozisyonlar için sınavlara ilişkin hükümler hariç olmak üzere ilgili mevzuatında öngörülen nitelik ve şartları taşımaları zorunludur.
Bir başkasının bakımına muhtaç olacak derecede engelli olanlar, birinci fıkrada sayılan kurumlarda görev yapanlar, istihdam hakkını sağlayan olayın meydana geldiği tarihten sonra söz konusu kurum ve kuruluşlarında görev yapmakta iken bu görevinden ayrılmış olanlar ile kırk beş yaşını bitirmiş olanlar istihdam hakkından faydalanamazlar ve bu durumda olanlar yukarıdaki fıkraların uygulanmasında dikkate alınmaz.
Hak sahiplerinden ilköğretim, ortaokul, ilkokul mezunu olanların hizmetli unvanlı kadrolara; ortaöğretim ve yükseköğretim mezunu olanların ise memur unvanlı kadrolara atama teklifleri Devlet Personel Başkanlığınca yapılır. Sözleşmeli personel pozisyonları ve işçi kadrolarına yapılacak atama tekliflerinde ise hak sahiplerinin bu fıkra uyarınca öğrenim durumları itibarıyla atanabilecekleri kadro unvanları dikkate alınarak Devlet Personel Başkanlığınca belirlenen aynı veya eşdeğer unvanlı pozisyon ve kadrolar esas alınır.
Kamu kurum ve kuruluşları bu madde kapsamında atama yapılması amacıyla ayırdıkları %2 oranındaki kadro ve pozisyonların unvan ve sayısını her yılın şubat ve ağustos aylarının son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirirler.
Bu madde kapsamında başvuranlardan hak sahibi olanlar İçişleri Bakanlığınca tespit edilerek, liste hâlinde her yılın mart ve eylül aylarının son gününe kadar Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Bildirilenlerin atama teklifleri, kamu kurum ve kuruluşlarının söz konusu münhal kadro ve pozisyonlarına Devlet Personel Başkanlığınca kırk beş gün içinde yapılır. Kamu kurum ve kuruluşlarınca atama yapılabilecek kadro ve pozisyonların bildirilmemesi veya unvan bazında ihtiyacın karşılanamaması durumunda Devlet Personel Başkanlığınca kapsamdaki kamu kurum ve kuruluşlarının münhal kadro ve pozisyonlarına resen atama teklifi yapılır. Atama işlemlerinin, atama teklifinin kamu kurum ve kuruluşuna intikalinden itibaren otuz gün içinde yapılması zorunludur. Atama emri ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgililere tebliğ edilir. İlgililerin işe başlama sürelerine ve işe başlamama hâlinde yapılacak işlemlere ilişkin olarak 657 sayılı Kanunun 62 nci ve 63 üncü maddeleri hükümleri uygulanır. Atama onayı alınmasına rağmen görevine başlamayanlar ile başladıktan sonra herhangi bir sebeple görevden ayrılanlar bu madde kapsamında yeniden istihdam edilemezler. Kamu kurum ve kuruluşları atama ve göreve başlatma işlemlerinin sonucunu, işlemlerin tamamlanmasını takip eden on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirirler.
Bu maddenin uygulanmasında takip edilecek usul ve esaslar ile diğer hususlar; Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının görüşleri alınmak suretiyle, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dört ay içinde Devlet Personel Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığınca müştereken hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulan yönetmelikle belirlenir.”
MADDE 88 – 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine birinci ve dördüncü fıkralarından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiş, aynı maddenin mevcut ikinci fıkrasında yer alan “malûl, yaşlı,” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, üçüncü fıkrasında yer alan “ilgili hükümleri” ibaresi “ilgili diğer hükümleri” ve beşinci fıkrasında yer alan “üçüncü fıkrada” ibaresi “beşinci fıkrada” şeklinde değiştirilmiştir.
“24/2/1968 tarihli ve 1005 sayılı İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkındaki Kanun veya 28/5/1986 tarihli ve 3292 sayılı Vatani Hizmet Tertibi Aylıklarının Bağlanması Hakkında Kanun kapsamındaki hizmetleri sebebiyle vatani hizmet tertibinden aylık bağlananların; 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine veya 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47 nci maddesine, 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre vazife malulü sayılarak aylık bağlananların kendileri, eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve babaları; yukarıda sayılan kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenler ile vazife malulü sayılarak aylık bağlananlardan, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin kendileri ile eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış çocukları, anne ve babaları; yukarıda sayılan kanunlara göre harp veya vazife malulü sayılacak şekilde hayatını kaybedenlerin ya da aynı kapsamda aylık almaktayken hayatını kaybedenlerin eşleri, evli olmayan ve yirmi beş yaşını doldurmamış olan çocukları, anne ve babaları; engelliler için sağlık kurulu raporuyla %40 ve üzerinde engelli olduğunu belgeleyen Türk vatandaşlarının kendileri, ağır engellilerin kendileri ile birlikte birden fazla olmamak üzere birlikte yolculuk ettikleri refakatçileri, demiryolları ve denizyollarının şehiriçi ve şehirlerarası hatlarından, belediyelere, belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanırlar.
Türk vatandaşı olan altmış beş yaş ve üzeri kişiler, demiryolları ve denizyollarının şehiriçi hatları ile belediyelere, belediyeler tarafından kurulan şirketlere, birlik, müessese ve işletmelere veya belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketlere ait şehiriçi toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz olarak, demiryolları ve denizyollarının şehirlerarası hatlarından ise %50 indirimli olarak yararlanırlar. Bu fıkrada belirtilen kurum ve kuruluşlar, belediyeler, belediyeler tarafından kurulan şirketler, birlikler, müessese ve işletmeler altmış ila altmış beş yaş arasında bulunan kişilerin toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlanmasını sağlayabilirler.”
“İlgili kurumlar, belediyeler ile belediyeler tarafından yetki verilen özel şahıs ya da şirketler, ücretsiz ve indirimli seyahat hakkının kullanılması ile ilgili olarak gerekli tedbirleri alırlar. Ücretsiz veya indirimli seyahat hakkının kullandırılmaması hâlinde bu haktan faydalandırılmayan her kişi için toplu taşıma aracının tarifesi üzerinden elli tam bilet bedeli tutarında idari para cezası mülki idare amiri tarafından uygulanır. Bu maddeye göre verilecek idari para cezaları tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir.
İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri kapsamında hizmet verecek toplu taşıma araçları, toplu taşıma hizmetlerinin kapsamı ile bu hizmetlerden ücretsiz ve indirimli yararlanmaya ilişkin usul ve esaslar, Maliye, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme, İçişleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik bakanlıklarının görüşleri alınmak suretiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
1005 sayılı Kanun ve 3292 sayılı Kanun kapsamında vatani hizmet tertibinden aylık bağlananlar ile 5434 sayılı Kanunun 56 ncı, mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine veya 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine göre harp veya vazife malullüğü aylığı bağlananların ya da 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre aylık bağlananların veya harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile harp veya vazife malullüğü aylığı almakta iken 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları nedeniyle ödenmekte olan aylıkları kesilenlerin, bu fıkrada sayılan kanunlar veya maddeler gereğince dul ve yetim aylığı bağlananların ikametgâhlarında kullandıkları elektrik enerjisi ücreti %40'tan; belediyelerce tahakkuk ettirilecek su ücreti ise %50'den az indirim içermemek üzere belirlenecek tarife üzerinden alınır.”
MADDE 92 – 5434 sayılı Kanunun ek 77 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve (b) bendinin üçüncü cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, aynı bendin dördüncü cümlesi yürürlükten kaldırılmış, (c) bendinde yer alan “Sivil iştirakçiler ile” ibaresi “Sivil iştirakçilere uygulanacak azami derece ve kademe, öğrenim durumları ve hizmet sınıfları itibarıyla 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre yükselebilecekleri derece ve kademe;” şeklinde değiştirilmiş, aynı maddeye birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve mevcut üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine ve 2330 sayılı Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık bağlananların bu aylıkları, aşağıdaki esaslar dahilinde yükseltilir.”
“Astsubaylar ve uzman jandarmalarda yükselinebilecek azami derece ve kademe, 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda kendilerine ilişkin aylık gösterge tablosunda belirlenmiş olan en yüksek derece ve kademedir.”
“Bu madde kapsamında yapılacak olan intibak işlemlerinde, 1 Eylül tarihi esas alınır. 1 Eylül tarihi esas alınarak yapılacak olan intibak işlemlerinde, görevde iken yapılan son terfi işleminin üzerinden bir tam yıl geçmemiş olanlar hakkında izleyen yılın 1 Eylül tarihi itibarıyla intibak işlemi yapılır.”
MADDE 93 – 5434 sayılı Kanunun ek 79 uncu maddesinin birinci, dördüncü, altıncı ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin beşinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
“Bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddeleri, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesi, 2330 sayılı Kanun veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp veya vazife malullüğü aylığı üzerinden aylık bağlananlara, bu madde uyarınca ek ödeme verilir.”
“Birinci fıkrada belirtilen hükümlere göre aylık bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri, birinci derece malullere uygulanan gösterge üzerinden; aynı sebeplerle malullük aylığı almakta iken ölenlerin dul ve yetimleri ise malullerin hayatta iken maluliyet derecelerine göre yararlandıkları gösterge üzerinden ve sosyal güvenlik kanunlarına göre dul ve yetim aylığı aldıkları süre ile sınırlı olarak ek ödemeden yararlanır. Dul ve yetim sayısının bir kişiden fazla olması hâlinde, verilecek ek ödeme hak sahipleri arasında eşit olarak paylaştırılır.”
“Birinci fıkrada belirtilen hükümlere göre aylık bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin, aynı sebeplerle malullük aylığı almakta olanların veya bunlardan ölenlerin çocuklarına her ay için; ilköğretimleri sırasında (1.250), ortaöğretimleri sırasında (1.875) ve yükseköğretimleri sırasında (2.500) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda eğitim ve öğretim yardımı yapılır. Bu yardımlar, yılda bir kez olmak üzere, bulunulan yılın Eylül ayında geçerli olan memur aylık katsayısına göre hesaplanarak 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında ve öğrenim durumunu gösterir belge ile birlikte yapılacak talep tarihindeki öğrenim seviyesi esas alınmak suretiyle toptan ödenir. 8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi kapsamında faaliyet gösteren özel eğitim okullarında eğitim alanlar da bu fıkranın durumlarına uygun hükümlerinden yararlanırlar.”
“Birinci fıkrada belirtilen haller kapsamında harp veya vazife malulü sayılanlardan sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam eden kamu görevlileri ile ilgili mevzuatına göre aylık bağlanan malullerden, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında çalışmaya başlamaları sebebiyle ödenmekte olan aylıkları kesilenler de yukarıdaki esaslar dahilinde ek ödeme ile eğitim öğretim yardımından yararlanırlar.”
MADDE 95 – 5434 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 225- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanunun 56 ncı maddesi ile mülga 45 inci ve 64 üncü maddelerine, 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesine ve 3/11/1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre harp malullüğü veya vazife malullüğü aylığı bağlanmış olanlar ile bunlardan aylık almakta iken ölenlerin veya anılan madde ve kanunlara göre aylık bağlanmasını gerektiren olaylar sebebiyle hayatını kaybedenlerin dul ve yetimleri; bu maddeyi düzenleyen Kanunla ana ve babalara aylık bağlanabilmesine ilişkin olarak bu Kanunun 72 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değişikliklerin, bağlanmış olan aylıkların intibak suretiyle arttırılmasına ilişkin ek 77 nci maddesinde yapılan değişikliklerin, ek ödeme ve eğitim öğretim yardımı verilmesine ilişkin olarak ek 79 uncu maddesinde yapılan değişikliklerin durumlarına uygun hükümlerinden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki döneme ilişkin olarak herhangi bir fark ödenmeksizin ilgili maddelerde belirlenmiş olan usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılırlar.
Ek 79 uncu madde kapsamında ek ödemenin beş katı tutarında yardım yapılmış olması hâlinde, bu ödemenin yapıldığı beşinci yılı takip eden ödeme dönemine kadar bir süre geçmedikçe bu maddeyi düzenleyen Kanunla ek 79 uncu maddenin dördüncü fıkrasında yapılan değişiklikten dolayı ödeme yapılmaz. Beş yıllık dönemin bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce dolmuş olması hâlinde geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmaz.
72 nci maddenin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde bu Kanunla yapılan değişiklik neticesinde, aylık bağlama şartları yeniden düzenlenen kişiler, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bağlanmış olan aylıkları sebebiyle açtıkları davalardan feragat etmeleri hâlinde; kendilerine çıkarılmış olan borçların faize ilişkin kısmı terkin olunur, anaparaya ilişkin kısmı ise beş yıla kadar taksitlendirilir ve haklarındaki mevcut dava ve icra takiplerinden vazgeçilir. Aylık taksit tutarının kişinin gelirinin dörtte birini aşması hâlinde taksit süresi uzatılır. Ancak, adlarına borç çıkartılmış olanlardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra vefat edenlerin vefat tarihi itibarıyla borçlarının kalan kısmı; önceden vefat edenlerin ise bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla borçlarının kalan kısmı tahsil edilmez ve haklarında bu amaçla dava veya icra takibi bulunması hâlinde bunlardan vazgeçilir.”
MADDE 96 – 5510 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin birinci ve ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri veya 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesi uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre vazife malullüğü aylığı bağlanmış malullerden, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri kapsamında sigortalı olarak çalışmaya başlayanların aylıkları kesilmez.”
MADDE 97 – 5510 sayılı Kanunun 47 nci maddesinin beşinci fıkrasının ikinci cümlesi ile onbeşinci fıkrasının (a) ve (d) bentlerinin birinci cümleleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ancak, harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya devam edenlere ise görevden ayrılmalarına ve başkaca bir müracaata gerek kalmaksızın sınıf veya görev değiştirerek çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ay başından itibaren aylık bağlanır.”
“5 inci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü saklı kalmak kaydıyla vazife malûllüğü aylığı bağlanmış olanlardan Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya başlayanların aylıkları, çalışmaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başından itibaren kesilir ve bunlar hakkında uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.”
“Harp malulleri ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna veya 2330 sayılı Kanun hükümleri uygulanarak aylık bağlanmasını gerektiren kanunlara göre veya 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesine göre vazife malulü olduğuna karar verilenlerden, sınıf veya görev değiştirerek 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında çalışmaya devam edenler hakkında uzun vadeli sigorta kollarının uygulanmasına devam edilir.”
Kanunun Tamamı İçin TIKLAYIN
Yayına veren: Editör - Özel Haber
Editör Haberleri 6,929 18.12.2019

Suriye Esat Askerlerimize saldırdı 7 Şehit 4 yaralımız varSiriye' idlip'teki gözlem noktasındakı Askerlerimize yönelik Esad Güçlerinin saldırısı sonucu 4 Askerimiz Şehit oldu,birisi ağır olmak üzere 9 askerimiz yaralandı milli savunma acıklaması:Milli Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, İdlib'de çıkan çatışmada dört askerimiz şehit düşerken, biri ağır dokuz askerimizin de yaralandığı belirtildi.
İlgili Haberler
Suriye'de Askerlerimize saldırı 4 şehit 9 Yaralımız var
Erdoğan: 30-35 civarında Suriyeli Asker Öldürüldü
Rusya'dan 4 Şehit Açıklaması: Bize Haber vermediler
4 Şehit Askerimizin Naaşları Hatay'a getirildi
4 Şehit sonrası Rusya ile ortak devriyeyi iptal ettik
Şehit Sayısı 5 oldu yaralı Askerimiz şehit oldu
Şehit Sayısı 6 oldu Sivil Personel Şehit oldu
Şehit Askerin Kimliği Belli Oldu(Afyonkarahisar)
Şehit Askerin Kimliği Belli Oldu(Osmaniye)
Bakan Geziyi bıraktı Komutanlarla Suriye Sınırına gitti
Şehit Askerin kimliği belli oldu(Sakarya)
Şehitlerin Kimliği belli oldu Gaziantep'e 2 şehit haberi
Meral Akşener Şehitler için Meclis'te gizli oturum yapmamız gerekir
Şehit Sayısı 7 oldu yaralı Asker Şehit oldu
Sivil Şehit Personelin Kimliği belli oldu
Bakan Akar:76 Suriye Askeri Öldürüldü
Doğu perinçek Şehitlere saygısızlık
Meral Akşener Gökkubbeyi Başlarına Yıkın
Yayına veren: EditörEditör Haberleri 5,462 03.02.2020

Ayakkabı Boyarken Şehit Haberini aldıŞehit Babası Ayakkabı Boyarken Şehit Oğlunun Haberini aldıEditör Haberleri 5,417 28.11.2019